9 Eylül 2011 Cuma

Ankara'da şehir içi ulaşım aracı olarak bisiklet

Bisiklet genellikle karne hediyesi olarak görülmekte. Birçok bisikletçi bu fikre karşı çıkmakla beraber ben o kadar keskin uçlarla bakmıyorum. Böyle bir durumun olması en azından ebeveynlere bisiklet alma için güzel bir fırsat sunuyor. Ama sadece karne hediyesi olarak sınırlandırılması doğru değil. Bisiklet spor, gezi ve ulaşım aracı. Belki bu başlıklar çoğaltılabilir.

Zaman yetersiziliği genelde insanlarda bisiklete binme açısından sorundur. Çevremde "ne zaman bineceğim?" sorusunu çok duydum. Bende aynı soruyu soranlardan biriyim. İçimde bisiklete binmek için bir heves var ama zaman o kadar fazla değil. Bu durumda ulaşım aracı olarak bisikleti kullanmak çok işlevsel. Hem bisiklete binip keyif yapıyorsunuz hemde ulaşımınızı sağlıyorsunuz.

Bisiklete binince öncelikli olarak para harcamamış oluyoruz. Ortalama ulaşım maliyeti toplu taşım ile 4 tl.Özel araç kullanıldığında daha da fazla olabiliyor. Ayrıca fosil atıklarla üretilen yakıtlar kullanıldığı için doğal kaynakların tüketilmesi, çevreye zararlı gazların salınımı çevreci diye adlandırabileceğimiz insanların  ortak derdi. (ki her insanın çevreci - çevreyi koruyan zarar vermeyen - olması gerekiyor.)

Herşey güllük gülistanlık değil tabiki. Özellikle trafikte bisiklet kullanmak başlı başına bir dert. Araç sürücülerinin senin ne işin var burada tarzında bakışlarına mazur kalınabiliyor. Ayrıca çok fazla bisiklet kullanan olmadığı için insanlar (şöför yada yaya) bisikletli görünce ne yapmaları gerektiği konusunda yetersiz. Mesela bisikletle en sağ şeritten gidiyorsunuz ve önünüzde bir araç duruyor. Sizin geçeceğiniz yolu bloke ediyor. O aracın solundan dolaşmak gerekiyor bu durum riskli. Dahada kötüsü siz şeridinizde devam ederken birçok araç sizi yok sayıp önünüze kırıyor ve sağa dönüyor. Hele yol kenarında durmuş ve yanından geçerken birden kapı açan araçlar görünmez tehlikelerden biri.


Evim ile işyerim arası 10km. kendime trafiğe pek girmeyecek bir rota çizdim. Ama ne yazıkki sıhhiye ve kolej üzerinden geçiş yapmam gerekiyor. Beni en fazla endişelendiren yerler burası idi. İlk olarak bayram tatilindeki ilk iş günü işe bisikletle gittim. Aslında çalışanların %90'a yakını tatiline devam ediyordu ama benim çalışmam gerekiyor. Ben bu durumu fırsata çevirip bisiklet ile işe gitmeyi denedim. Yollar sakin ve zaman olarakda kısıtlamam yoktu. Sorunsuz olarak işyerine vardım ve geri döndüm. Hatta bisikletimi işyerinin bahçesinde fotoğrafladım (Zafer fotoğrafı). Terleme bu sürüşte önemli bir sorun. Çok terleyen birisi değilseniz yedek bir t-shirt çantannızda var ise işyerinde değiştirerek sorunu çözebiliyorsunuz.

Daha sonraki gidip gelmelerimde zorlu sıhhıye ve kolej geçişlerinde video kaydı yaptım. Bunlarla ilgili fazla söze gerek yok buyrun izleyin.

Sonuç; trafikte çok dikkatli olmak gerekiyor ama zamanla alışıyorsunuz. Eğitim programları, broşür ve yollarda daha fazla bisikletli insanın yer alması çevreninde uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır. Kesinlikle çok keyifli.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder